Kemal Albayrak
Yazar Eposta
kalbayrak06@gmail.com
Değişimin Faydası ve Zararı; Zamanla Olur mu?
Düşünür Sadık Usta şöyle diyor; "Platon aristokrattı, öyle kaldı ve imtiyazlarını da hakkedilmiş bir hak olarak savundu. Ezilenlerin hallerini anlamayı da, hem felsefeye hem de sınıfına ihanet saydı. Engels, her açıdan tersiydi. Ezilenlerin sınıfında olmayı erdem, onlar için mücadele etmeyi, görev saydı ve yaşamıyla, bunu kanıtladı." Bilgiye ve kaynaklara dayanarak belirtiyor. Bunu okuyunca, insanın iki ünlü düşünürü değerlendirirken, belirtilen aristokratların ve ezilenlerin gözlemleriyle, iyi veya kötü karakterleri, bugün tespit edebiliriz, ancak o günün zamanına bakmak gerekir. Yılları etkileyen bu düşünürler bu anlayışa elbette, o zamanın, olayları üzerine düşünmüş olabilirler. Kararları da o yöndedir.
Hayatın başlangıcı ile devam eden süreçte, farklı olaylar farklı şekilde değerlendirilebilir. Bu da değişimden, gelişimden, zorlayıcı düşünceden dolayı olabilir. Zaman, mekan, tarihsellik hem insanı hem düşünceyi değiştirebilir. Platon zamanında, ezilenler haklarını arayacak cesareti gösterselerdi, Platon aynı düşüncede olur muydu? Keza Engels’de de, bu mümkün olur muydu? Bugüne bakınca da, günümüz siyaseti, değerlendirmeleri, değişim ve gelişim derken, eski düşünceler ağır basıyor ve şüphecilik ve taklit, dünün kirlilikleri, olumlu veya olumsuzlukları, bu günlere hakim oluyor. Alışkanlıklarımız ve bildiklerimiz karşı karşıya geldiğinde, alışkanlıklar kazanıyor. Zamana göre hakikat aranmıyor. Hugo, "İdealler ve alışkanlıklar hakikatlere çarptığında, idealler ve alışkanlıklar buz gibi dağılır." demiştir. Günümüzde, “Erdoğan, Özel”, “Özel, Bahçeli” veya ilerdeki aktörlerin görüşmeleri bugünün hakikatleri üzerine olmayınca, "samimilik olmuyor ve eski alışkanlıklardan kurtulamıyorlar.
İbni Haldun, "insanı, açlık öldürmüyor, alıştıkları tokluk öldürüyor." demiştir. Her değişim ve yenilik, fayda üzerine olmalıdır. Marks, "Siyaset ve siyasetçi, zamanın şartlarına göre değişebilir, yeter ki, ülke ve insanlık yararına olmalıdır." tezini sürerken de bunu düşünmüş olabilir. Bugün, şahsi çıkarlar bunu yok ediyor. Koltuklar, işlenen suçlar, şahsi çıkarları koruma kavgası veriyor. Dünle bugünün kavgası, yarını fayda alanında şekillendirmiyor.