Zannedildiği gibi İran’ın teknikte, istihbaratta çok güçlü olmadığı anlaşıldı
23.05.2024
Merkez Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Abdurrahim Karslı, kürsütv.com kanalında gündemi değerlendirdi. İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin helikopter kazasında hayatını kaybetmesi ve bunun İran devletine etkisi hakkında konuşan Karslı, yerleşmiş bir devlet-siyaset geleneği olan İran’ın bundan fazla etkilenmeyeceğini söyledi. Karslı, İran lideri Reisi’nin ölümü üzerine 1 günlük milli yas ilan edilmesi kararını da eleştirerek, “Bizim ülkemiz yas ilan etmede çok cömert davranıyor. Zaten millet de bu kararı satın almadı. Kendi ülkesinde sevilmeyen bir lidere başka millet yas tutar mı” diye konuştu.
Merkez Partisi Genel Başkanı Abdurrahim Karslı, İran’ın kendine göre mollaların hakim olduğu bir siyaseti olduğunu demokrasi olmadığını kaydetti. “İran’daki rejim kendilerine göre bir sistem var, mollalar hakim. Kendi tarihlerinden gelen bir gelenek. İdarecilere büyük önem veriyorlar. Onların inancına göre yaşayan bir imam vefat eden peygamberden önemli, öyle görüyorlar. Demokrasini olmadığı dini liderlerin yönettiği bir sistem var. Ehliyet değil sadakat önemli onların sisteminde” diyen Karslı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Reisi, hukukçu olmamasına rağmen adaletin en yüksek noktalarında görev aldı, birçok insanın idamına sebep oldu. İran’da insanlar asılırken çoluk çocuğunun önünde çocukları üzülmesin diye darağacına gülerek İnfazı bile vicdanı sızlatacak şekilde icra edildi. Merhamet yoktu. Burada bir suikast mı İran’ın kendi içinden bir muhalefet klik mi bilmiyoruz. Bu kaza gibi gösterildi. Saatler sonra kaza yerine varılabildi. Zannedildiği gibi İran’ın çok kuvvetli olduğu, teknikte güçlü olduğu düşüncelerinin doğru olmadığı ortaya çıktı. İran istihbaratı ve İran askeri sisteminin gelişmiş olmadığı.”
Dini lider Hamaney’in ‘İran idaresinde bir sıkıntı değişiklik olmaz’ açıklamasını hatırlatan Karslı, “Doğru. İran yönetim geleneği yıllardır oturmuş. Bir kişinin vefat etmesi o devlet geleneğini sarsmaz. Tartışmalar olur tabi ama İran’da rejimin tehlikeye gireceği bir şeye sebep olmaz. Reisi, yaşı itibarıyla da birçok ülke ile aktif ilişkideydi. Türkiye’yle de ilişkisi iyiydi. Bu konularda da ölümünün bir etkisi olmaz. Çok yakında birini seçerek yola devam ederler. Ne İran’da ne de bölgede bir etkisi olmaz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bir günlük yas ilan etmesini de değerlendiren Karslı, “Toplum bu durumu hiç satın almadı. Reisi adil, iyi, dürüst, hukuka uygun yaşayan, kendi milleti tarafından da sevilen biri değildi. Kendi milletinden ölümü duyunca havai fişek atan oldu. Kendi milleti tarafından sevilmeyen başka ülkede sevilir mi?
Bizim ülkemiz yas ilan etmede çok cömert davranıyor. Tayyip Erdoğan meclise sormadan yas ilan ediyor. Yasa da kendisinden başka uyan olmuyor. Tayyip bey ne zaman millete rağmen bir karar alsa ya kendi o kararın tersini yapmıştır ya da millet uymamıştır. Bu tarz şeylerde dikkat etmeli. Bizim ülkemizde kötü bir şey odluğunda onlar ne yapıyor ona bakmalı. Türkiye bunu çok cömertçe kullanıyor, doğru değil” dedi.
ERDOĞAN 3 ÇOCUK DİYOR AMA GENÇLERE İMKAN SUNMUYOR
TÜİK verilerine göre 2023 yılında doğum oranının yüzde 1,51’e gerilemesini de değerlendiren Prof. Dr. Karslı, bu durumu ülke ekonomisi ve gençlerin işsizliği, umutsuzluğuna bağladı.
Aile kurmanın, çocuk büyütmenin çok büyük imkanlar gerektirdiğine dikkat çeken Karslı, Karslı şöyle konuştu:
“Ev kurmak çok lüks oldu. Gençler okulu bitiriyor iş bulamıyor. Önleri açık değil, istikbali göremiyorlar. Tayyip bey yeni evlenenlere üç çocuk diyordu. Bu Tayyip Erdoğan ne söylemişse Türkiye’de yüzde yüz tersi tecelli etmiştir. Yasak olamayacak dedi yasaklar arttı, yoksulluk olmayacak dedi yoksulluk arttı. Yolsuzluk arttı. Hapishaneler doldu.
Toplumun temel noktası olan aileyi koruma anlamında 20 yıl önceki hassasiyet yok. Aile kurmak çocuk büyütmek servet istiyor.’ Diyen Prof. Dr. Karslı, “Kimse çocuğunu devlet okuluna teslim etmek istemiyor. Özel okula bakınca 1 senelik ücret bir servet. Dolayısıyla insanlar evlenmiyor, evlense bile çocuk yapmıyor. ‘3 çocuk yapın’ demek şov. Bunu diyen devlet, gençlere o imkanı sunmalı, çocuğun büyümesi, yetişmesi için gerekli önlemleri almalı. Buna dair hiç uygulama olmadı. Ülke bekası diyorlar ama sadece kendi bekalarını düşünüyorlar.
Ülkeyi ekonomi, sosyal, eğitim olarak çökerttiler. Böyle bir ortamda gençlerin istikbali, imkanı yok. Bu gençler nasıl hayata atılacak nasıl ev kuracak?
Mesela öğretmen atamalarına bakın, seçimde en az 60 bin kişi dediler, mülakatı kaldıracağız dediler, ikisi de yalan.
Bu ortamda gençler nasıl önünü görecek.
Bizimkiler sarayda oturuyor maalesef devletin milletin imkanını kullanıyorlar ama milletten habersiz. Sanıyorlar ki millet de kendileri gibi. Hamasi beyanlarla 20 küsur yılımız yediler. Gelinen noktada neslimizi tükettiler. Beka sorunu oldular Allah bizi bunlardan kurtarsın. Yoksa bu kafayla bu devlet kurtulmaz. Gelinen noktada takke düştü kel göründü.”