KILIÇDAROĞLU'NDAN ZAM AÇIKLAMASI: ADIM GİBİ BİLİYORUM BİR DAHA GELECEK
Ankara’da taksicilerle sohbet eden Kılıçdaroğlu, taksicilerin sorunlarını dinledi.
Bir taksicinin akaryakıta gelen zammı eleştirmesi üzerine Kılıçdaroğlu “Büyük sıkıntı var. Akaryakıta zam gelmesi iğneden ipliğe her şeye zam gelmesi demek. Bundan kaçmak mümkün değil. Belki şu soruyu sormak lazım. Niye bu zamları yapıyorlar? Hiçbir iktidar gidip zam yapmak, vatandaşı mağdur etmek istemez. O zaman niye zamları yapıyorlar? Siz 22 yıldır memleketi yönetiyorsunuz. En sonunda bu kadar büyük zamlar gelecekse burada bir sorun var. Niye bu zamlar yapılıyor? Siz karşılığında Türk lirası alıyorsunuz. Ben de Türk lirası alıyorum. Vatandaş pazara gidiyor, alışverişi Türk lirasıyla yapıyor. İyi de bu dolar felaketi nedir o zaman?” dedi.
Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
“Neden zam yapıyorlar? Siz köprü geçiş ücretine dolar garantisi vermişsiniz. İhaleye, kur korumalı mevduata dolar garantisi vermişsiniz. Her şeye dolar garantisi vermişsiniz. Bunların parasını dolarla ödeyeceksiniz. Kim ödeyecek? Siz ödeyeceksiniz. Bedel kime çıkıyor? Size. Fatura kime çıkıyor? Vatandaşa. Şimdi iki Türkiye oluştu. İki Türkiye var. Bir sarayın Türkiye’si, bir de vatandaşın Türkiye’si. Sarayın Türkiye’sine bakın. Kimse taksi, dolmuş, yemek, uçak parası vermez. Her şey orada farklıdır. 4-5 yerden maaş alırlar. İmkanları çok iyidir. Yüksek paralar alırlar. Altlarında arabalar, uçaklar var. Bu sarayın Türkiye’si. Burada israf var. Bizim inancımıza göre de israf haramdır. Bugüne kadar sarayın Türkiye’sinde ‘Bir liralık tasarruf yaptık’ diye bir cümle duydunuz mu? Bir de vatandaşın Türkiye’si var. Bu vatandaş taksiye binecek. Pazara gidecek, alışveriş yapacak. Okullar açılacak, çoluk çocuğuna defterdir, kalemdir, kitaptır, önlüktür bunları alacak bu vatandaş. Bu vatandaş, akşam yemek yiyecek, sabah kahvaltı yapacak. Bu vatandaş kirazını ekti. Kirazı, ürününü aldı. Kirazı satacak yer bulamıyorlar. Buğdayı ekti, alın teri döktü. Toprak Mahsulleri Ofisi, buğdayı almıyor. Niye almıyorsun kardeşim? Dışardan ithal ediyorsun bunları. Bunları sizin düşünmeniz lazım. Benim düşündüğüm kadar sizin de düşünmeniz lazım. Bu memlekete yazıktır, günahtır. Hepimizin memleketi sonuçta. Ben isterim ki herkes huzur içinde yaşasın. Araba diyelim eskidi. Belli bir ömrünü doldurdu, yenileyeceksiniz. Kaça yenileyeceksiniz?”
“Müslümanlıkta yalan, israf, kul hakkı yemek yoktur. Müslümanlık budur. Yazıktır, günahtır bu kadar israf olur mu Allah aşkına?" diyen Kılıçdaroğlu iu ifadeleri kullandı:
"Emekliye doğru dürüst aylık veremiyorsun. Ondan sonra kalkıyorsun, kendi yandaşına 5-6 maaş veriyorsun. 5-6 kat ya. Bu olmaz. Bunlar kesilebilir mi? Bunların hepsi kesilir. Hepsi tek bir genelgenin ucunda.”
Bir taksicinin Kılıçdaroğlu’na “Suriyelilere, Afganlara bizden iyi bakıyor” demesi üzerine Kılıçdaroğlu, “Bakıyor tabii. Dünyanın parasını da veriyor onlara. Lütfü Başkan, bizim Hatay Büyükşehir Belediye Başkanıdır. Dedi ki ‘Bu kadar Suriyeli buraya yerleşirse burada bir tehlike var.’ Bizim nüfus azalıyor, Suriyeli nüfusu artıyor. Ne olacak bu işin sonu? Aynı şey Kilis’te var. Diğer yerlerde de var” diye yanıt verdi.
ANKA'nın aktardığına göre Kılıçdaroğlu, “Her tarafta yangın var. Pazarda, dükkanda, fabrikada her yerde yangın var. Hiç kimse önünü göremiyor. Olacak şey değil” diye konuştu.
Bir başka taksicinin “5 tane holding vergi ödemiyor. Biz vergiyi iki sefer ödeyeceğiz” demesine karşılık Kılıçdaroğlu, “Bazılarına bırak vergi ödemeyi ayrıca büyük teşvikler veriyorlar. Büyük paralar veriyorlar, büyük imkanlar sağlıyorlar” dedi.
Bir taksicinin sigorta şirketlerinin yüzde 80'inin yabancı şirketler olduğunu söylemesi üzerine Kılıçdaroğlu “Memleketin ekonomisini yabancıya teslim ettiler. Şimdi onların taleplerini yerine getiriyorlar” diye yanıt verdi.
'Bu son bir daha gelmeyecek deseler anlarız'
Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Benim bildiğim bir Türkiye vardır, o da vatandaşın Türkiye’sidir. Öyle büyük avantalar alan, vatandaşın kanına ekmek doğrayan bu yapının kesinlikle Türkiye’den çıkması lazım. 6-7 lira zam ne demektir ya? Deseler ‘Bu son. Bir daha gelmeyecek’ hadi bunu anlarız. Adım gibi biliyorum, bir süre sonra tekrar gelecek. Siz taksi şoförüsünüz. Bir de otobüs şoförünü düşünün. Minibüs, tır şoförünü düşün. Onlar ne taşıyor? Antalya’dan yiyecek taşıyor. Diyelim ki limon taşıyor, getirecek. Ne olacak? Limon fiyatı artacak. Halk otobüsleri… Onların da müşterisi vatandaş.”