KARSLI: HIRSIZLIK, KAMU MALINI ÇALMA, YALAN DA KURAN'A HAKARETTİR
Karslı’nın açıklaması şöyle:
“Kuran-ı Kerim’e yönelik bu hakaret kabul edilebilir değildir. Ne insanlık ne hukuk ne de uluslararası ilişkiler açısından yapılan bu eylem yanlıştır. Bir de yerel ve uluslararası hukuk açısından baktığınız zaman bu bir özgürlük de değildir. Polisler eylemciye alan açıp gel burada Kuran yak diyorlar. Bir başkasının kutsalına hakaret özgürlük değil bir nefret suçudur. Dolayısıyla İsveç hükümeti buna müsaade etmemesi gerekmektedir.
DÜŞÜNDÜRÜCÜ TARAFLARI VAR
Ancak neden böyle bir olaya müsaade ediliyor düşündürücü. Yurt dışından uluslararası düzeyde gelen açıklamalar, provakatif eylemler neden Türkiye’de belli zamanlara denk geliyor, seçim arifesinde yapılıyor insanın aklına başka şeyler gelmektedir. Birileri mi bu işlerin önünü açıyor, ortada bir komplo mu var diye düşünülmüyor değil. Türkiye’de iktidardan muhalefete, basına kadar herkes bu olaya tepki gösterdi. Garipsediğim bir başka konu da tepkilerin sadece Türkiye’den olması, diğer İslam ülkelerinden olmamasıdır.
İSLAMOFOBİ ARTIYOR
Şunu da kabul etmek lazım ki İslamofobi giderek bizim aleyhimize gelişmektedir. Belli merkezlerden gittikçe körükleniyor aynı zamanda. Bu zihniyetteki insanları maalesef artık her yerde bulmak mümkündür. Ancak uluslararası hukuk açısından bunun önüne geçmek gerekmektedir. Her ne kadar bazıları İslam’a nefret beslese de tepki bu şekilde olmamalıdır. İnsanlar bir fikri ya da inancı tenkit edebilirler ancak gelişmiş toplumlarda bu tarz eylemler olmamalıdır.
HAKARET ÇOK BOYUTLUDUR
Kuran’a hakaret meselesi de çok boyutlu bir konudur. Sadece haşa ayetleri yakmak değildir. Kuran’da olan hükümlere uymamak da hakaret değil midir? Örneğin hırsızlık, kamu malını çalma, zina, yalan gibi… Bu vesileyle meselenin bu yönüne de İslam ülkeleri olarak kafa yormalıyız.”