Gergin bir ortamda devam eden Sinan Ateş suikastı yargılamasında sanıkların hedefinde iddianameyi yazan savcılar var
02.07.2024
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin açılan davanın ilk duruşmasının ikinci oturumu Sincan Cezaevi’nde görülüyor. Gittikçe gerginleşen bir atmosferde ilerleyen yargılamanın ikinci gününde mahkeme başkanı ile polis karşı karşıya geldi. Mahkeme başkanı, müşteki avukatının salondan çıkarılması isteğini uygulamayan polisler hakkına tutanak tuttu. Öğleden sonraki bölümde sanıklar ve müştekiler arasında çıkan gerginlik üzerine duruşma salonu boşaltıldı. Tutuklu sanıkların dinlenilmesine devam edilen oturumda Ülkü Ocakları Emre Yüksel ve avukat Serdar Öktem’in savunmaları dikkat çekti. Öktem, dosyadan alınan savcılar Durdu Özel ve Durmuş Ali Kaya’yı suçladı. Sanıklar ortak bir tavırla önceki ifadeleri reddetti, belgeleri sahte olmakla suçladı ya da olayları hatırlamadıklarını iddia ettiler.
Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan’da yapılan duruşmayı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş, CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan ile İlhan Uzgel, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Selcan Hamşıoğlu ile Selçuk Türkoğlu, Saadet Partisi milletvekilleri Mustafa Kaya ve Mehmet Atmaca takip etti.
“Yakalaması olan bir kişiyi polis memuru niye taşır?”
Duruşma, tetikçi Eray Özyağci'yi araçla İstanbul'dan Ankara'ya getirdiği belirtilen tutuklu polis memuru Murat Can Çolak'ın savunmasıyla başladı. Suçlamaları kabul etmediğini söyleyen Çolak’ın savcılık ifadesi ile mahkemedeki savunması arasında çelişkiyi mahkeme başkanı soru sorarak tutanaklara geçirdi.
Müşteki avukatının “Eray Özyağcı(tetikçi) size yakalaması olduğunu buna rağmen Ankara’ya götürüp götürmeyeceğini soruyor. Siz yakalamasının olduğunu bildiğiniz bir insanı polis memuru neden taşır?” sorusuna Çolak, “Ben yakalaması olup olduğunu bilmiyordum” dedi. Müşteki avukatlarından Rafet Ersöz'ün, polislerin şehir dışına çıkarken izin alma ve üst makama bildirmekle yükümlü olduklarını ifade ederek, “Siz aldınız mı izin, neden almadınız?” sorusu üzerine Çolak, izin almadığını söyledi. Mahkeme başkanı ise bu sorunun esasa katkı sağlamayacağını belirterek avukatın açıklamasına devam etmesine izin vermedi.
Doğukan Çep’e para gönderen MHP İstanbul İl Yöneticisi Köktürk: Sadece MHP önünde fotoğrafım var diye bunlar başıma geldi
Sinan Ateş'e yönelik "toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme" suçuna yardım etmekten yargılanan MHP İstanbul İl Yöneticisi Ufuk Köktürk savunmasında “Doğukan sevdiğim, kıramadığım bir arkadaşım. Cezaevinden tanıyorum” diyen Köktürk, eşinin banka hesabından 4 bin lira gönderdiğini anlattı. Köktürk, şu savunmayı yaptı:
“Ben Doğukan Çep ile yüz yüze görüşen bir insanım. Bu cinayetin bir yerinde isem ben bu parayı elden veririm. Savcı bile ‘senin tek handikabın bu insanlarla arkadaş olman’ dedi. Ama ne hikmetse arkadaşımız yargılanıyor aynı ifadeleri vermişiz ama ben buradayım. Tahliye olacağımı da düşünmüyorum çünkü görülmemiş mahkemenin verilmiş cezası ile polisler soru soruyor. Çünkü onların işine geliyor MHP’yi işin içine katmak istiyorlar. Bana MHP yöneticisi ile neden fotoğraf çekildiğim soruluyor. Neymiş MHP İstanbul İl Başkanlığı önünde fotoğraf çekilmişim. Polis bana bu fotoğrafı soruyor ‘Bu işi MHP’mi yaptırdı?’ diye. Ne alakası var? 55 yıllık kurumsal bir partide böyle bir şey olabilir mi? Yaşananlar tam bir komedi böyle bir cinayet davası olamaz. Bu soruşturmayı yapanlara hakkımı helal etmiyorum. Sadece MHP önünde fotoğrafım var diye bunlar başıma geldi.”
Sanık Serdar Öktem ile yakalandığı gün telefon görüşmelerinin olduğunu belirten müşteki avukatlarından Ali Yücel, Ufuk Köktürk’e bu görüşmelerin nedenini sordu. Ancak Köktürk, bu soruyu cevaplamadı.
‘İcraata gitmek’, ‘çapkınlık’ demekmiş
Cinayeti işleyen Eray Özyağcı ve Özyağcı’ya Ankara yolculuğunda eşlik eden iki özel harekat polisine kiralık aracını veren Mustafa Uzunlar; Doğukan Çep arkadaşı olduğu için aracını verdiğini, araçta polisler de olacağı için aracı vermekte tereddüt etmediğini belirtti.
Mahkeme Başkanı’nın Uzunlar’a kuzeniyle yazışırken Eray Özyağcı için neden ‘icraata gittiler’ ifadesini kullandığını sorduğunda Uzunlar bu ifadeyi ‘çapkınlık yapmaya gittiler’ anlamında kullandığını ileri sürdü.
“ ‘Bir MİT’çi bulalım, Hakan Fidan’a yürürüz’ dediler”
Olayda adı geçen kimseyi tanımadığını, sanıklarla hiçbir bağlantısı olmadığını iddia eden Çağlar Zorlu, Tolgahan Demirbaş’la Çukurambar’da bürokratların, siyasetçilerin, memurların bulunduğu bir mekanda tanıştığını söyledi. MİT personeli olduğu ileri sürülen Zorlu, kendisinin bu cinayet için hazırlanan şablona uygun bir kişi olarak görüldüğünü belirterek “Emniyet ifadeyi okumadan imzalamak benim cahilliğimdi” dedi.
İfadelerin hepsinin şablona uydurulmak için değiştirildiğini belirten Zorlu, “'Şablona oturtmak için bu davada bir MİT’çi bulalım dediler. Oradan da Hakan Fidan’a yürürüz’ diyerek davayı bu hale getirdiler” ifadelerini kullandı.
“Ne kadar FETÖ’cü ne kadar PKK’lı varsa hakkımda haber yaptı”
Cinayeti organize ettiği iddia edilen Doğukan Çep’in Hasan Ferit Gedik cinayetini işlediğinde avukatlığını yapan Serdar Öktem de savunma yaptı. Cinayetin azmettiricilerinden olduğu iddia edilen ve tetikçi Eray Özyağcı’yı taşıyan araçla aynı konumda olduğu tespit edilen Öktem, soruşturma sürecinde çok fazla usulsüzlük bulunduğunu ve savcılardan şikayetçi olduğunu söyledi.
Savcı Durdu Özel’in, gizlilik gerekçesiyle kendisine vermediğini ifadesinin 10 dakika sonra basına sızdırıldığını ifade eden Öktem, kendisine emniyete neden gittiğinin sorulmasını eleştirdi. Avukat olduğu için sıklıkla emniyete gittiğini belirten Öktem, “Vatan haini olmaktan aranan terörist Cevheri Güven hakkımda 3 tane video yayımladı. Sosyal medyada hakkımda yazılar yazıldı. Ne kadar PKK’li, devlet düşmanı, FETÖ’cü varsa gözaltına alındığıma dair haberler yaptı. Ben de bu sebeple Ankara Emniyeti’ne gittim” diye konuştu.
“Sahte tutanak düzenlendi”
Emniyetin girişinde “Cinayet büroda gözaltında olduğuma dair haberler çıktı, buna istinaden ifade vermeye geldim” dediğini ve gözaltı kararının olmadığı bilgisinin verildiğini aktardı. Sonrasında bu görüşmeye dair sahte bir tutanak ortaya çıktığını iddia eden Öktem, tutanakta Ufuk Köktürk’ün (Sinan Ateş’in bilgilerini Emniyet’teki ilişkileri üzerinden temin etmekle suçlanan MHP İstanbul İl Yöneticisi) avukat görüşüne geldiğinin yazıldığını söyledi. Aracının, tetikçi Eray Özyağcı’yla aynı konumda bulunmadığını kanıtlamak için HTS kayıtlarının ortaya çıkarılmasını defalarca istediğini ancak sonuç alamadığını söyleyen Ökten, aracın ruhsat sahibinin de kendisini tanımadığına dair ifadesi bulunduğunu kaydetti.
Savcılar Durdu Özel ve Durmuş Ali Kaya’yı eleştiren Öktem, kopyala yapıştır ifadelerle, başına sızdırılan yanlış bilgilerle kendilerine zulüm edildiğini söyledi. Tüm suçlamaların ve suçlamalara kaynak olan delillerin sahte, gerçekten uzak olduğunu belirten Öktem, tahliyesini talep etti.
Doğukan Çep’le aralarında vekil-müvekkil ilişkisi dışında bir ilişkisi olmadığını belirten Öktem, Ülkü Ocaklarıyla bir bağlantısı olup olmadığı sorusu üzerine geçmişte İstanbul Başkan Yardımcılığı, bir dönem de Ankara’da genel başkan yardımcılığı yaptığını ama işlerinin yoğunluğundan dolayı affını istediğini söyledi. Ülkücü olmaktan ve ülkü ocaklarına mensup olmaktan onur duyduğunu söyleyen Öktem, Sinan Ateş’i tanımadığını, aynı teşkilatta olmalarından kaynaklı sadece ismini duyduğunu söyledi.
(Kürsü Haber)