ERDOĞAN'DAN BABACAN'A SİHA TEPKİSİ: SEN REKABET NEDİR BİLİR MİSİN? GİT ÇOCUK BEZİ SATMAYA DEVAM ET
AK Parti grup toplantısında konuşan Erdoğan, “Biz Türkiye'deki maalesef bu muhalefetle çok uğraştığımız için ne yazık ki adım atmakta yoruluyoruz zorlanıyoruz” ifadesini kullandı.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan katıldığı bir televizyon programında SİHA üreticisi Baykar firmasına yönelik iddialarda bulunmuştu. Babacan, firmaya devlet bütçesinden doğrudan kaynak aktarıldığını öne sürerek, "Devletin hemen hemen bütün imkanları, bütün o yardımlar, devletin bütçesinden doğrudan aktarılan kaynaklar, Baykar'a veriliyor. Bu proje 'Kutsal, dokunulmaz' hale getirildi. Kusura bakmayın, dokunacağız tabi ki" şeklinde konuşmuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, o sözlere şu ifadelerle tepki gösterdi:
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'a ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu'na tepki gösteren Erdoğan, “Böyle bir insan ya bu, ahlaksız çıkmış, şimdi tabii yanında başka ahlaksızlar da var. Ne diyorlar, 'Yok bilmem işte geleceklermiş de geldikleri zaman bunlara hesabını soracaklarmış. İşte bu işin rekabetinin oluşması lazımmış'. Sen rekabet nedir bilir misin? Sen git çocuk bezi satmaya devam et. Home tekstil üretmeye devam et. Senin işin değil bu. Üzgünüm 15 sene yanımda bulundu ama demek ki benden bir şey alamadı. Yanında bir tanesi daha var. Aynen o da öyle. Bizden üniversiteyi istediler ve ben Başbakanım, bunların vakfına üniversite tahsisi yaptık. Ekranları başında bizi izleyen milletime sesleniyorum, yanında dolaşan öğretim üyelerine sesleniyorum. Biz bu tahsisi yaptık. Kendisi ne zaman ki Başbakanlık koltuğuna oturdu, ne yaptı biliyor musunuz? O tahsis yapılan yeri bilabedel vakfına mülk edindi. Türkiye'de bunun bir başka örneği yok. Bunu sen kalk milletimize bir anlat bakalım, o vakıftaki yöneticiler acaba bunu nasıl izah edeceksiniz? Bir tane örneği yok. Bir daha bedel mülk edinme hakkı bizim vakıf yasalarına göre de yok. Ama bunlar bunu yaptı. Şimdi tabii ben de kullanmıyorum o ifadeyi, Devlet Bey gayet güzel kullanıyor, malum ona ‘Serok Ahmet' diyor. Bu tür işler yapıyor, helalinden ne yaptın? Ve kurduğunuz üniversiteyle başarı grafiğiniz ne? Yok. E şimdi biz ne yaptık? Biz de bu üniversiteyi bunların bu yolsuzlukları sebebiyle aldık, devletimize mal ettik. Şimdi bu Şehir Üniversitesi devletimizin Marmara Üniversitesinin mülkü olarak hizmete devam ediyor. Verdiğimiz imkanlar çok çok daha ileri, akademisyenleriyle, öğretim üyeleriyle çok daha güçlü, bir diğer yanıyla da Maltepe'deki bir kışlayı biliyorsunuz Marmara Üniversitesi olarak gayet muhteşem güzel bir hale getirdik. Onlarla da bunu bütünleştirdik. Ya biz bu millete bu milletin evlatlarına, gençliğimize yakışır, şanına yakışır eserlere inşa ediyoruz. Sen ne yaptın? Bir bunu söyle bakalım. Bunlardan bir şey olmaz"