Dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’dan 15 Temmuz gecesi anlatımı
16.07.2024
Hulusi Akar, Akıncı Üssü’ndeki 15 Temmuz gecesinde yaşadıklarını anlattı. “Darbe bildirisini bana okutmak istediler. İttim. Reddettim, kendileri okudu.” diyen Akar, “Tabii gece kafamız uğulduyor. En sonda bildiride ekonomi konusu vardı. ‘Ulan siz ekonomiden ne anlarsınız’ diye bağırıp çağırdım.” ifadelerini kullandı.
15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanı olan Hulusi Akar, o geceyi Habertürk’te anlattı. Akar, Akıncı Üssü’nde darbecilerle aynı odada geçen saatleri şöyle anlattı
"'Sıkacaksan sık’ dedim”
Telefonum emir subayındaydı. Bir daha görmedim. Emir subayı içeri girdi,'Başımıza geçmezseniz size sıkarım' dedi. Biz de üzerine yürüdük 'Sık ulan şerefsiz' dedik. Ağzımız kapatıldı, nefes alamıyorduk. Bizi zapt etmek için ağzımıza, burnumuza bir şeyler tutuyordu. Orada bir kopukluk oldu. Düştük kalktık, koltuğa oturduk. 'Kelepçeyi çıkarın' diye bağırdık. Kasatura ile kanırtmak suretiyle kopardılar. Daha sonra boğazımıza tuttuklarının eter olduğunu öğrendik. Oturduktan sonra 'gidiyoruz' dediler. Saat 11'e gelmiş. Makam odasından çıktık. Bütün özel kuvvet unsurları oradaydı. Ellerinde silahlar, yüzleri robot gibi, mankurtlardı. 'Sizin ne işiniz var burada?' dedim.
"Darbeciler başımıza geçin’ dediler"
Karşıda birisi tüfeği tutup geri geri gidiyordu. Onlara bağırmıştım 'defolun gidin' diye. Orada itiş kakış oldu. Kefen bile istedim ben. Kıyafetin bütünlüğü vardı. Tabancam üstümde yoktu. Çıktık, Genelkurmay'ın ortasına helikopter indirmişler. Yolda giderken itiş kakış oldu. Helikopterde tüfeği doğrulttular, tekmeyle müdahale ettik. Akıncı üssüne vardık. Orada bizi odaya aldılar. Odada gelişler-gidişler oldu. Generaller, albaylar girip, çıkıyorlar. Bunların derdi, 'darbe girişimini başlattık başımızda olun' dediler.
Kendilerine bir hayal kurmuşlar. Orada bana 'darbe başarılı ile devam ediyor' başımıza geçin dediler. Biz de küfürlü bir şekilde 'yaptığınız büyük şerefsizlik, alçaklıktır' dedim. 'Siz bir kere bataklığa battınız, bundan sonra erkeklik, mertlik gösterip, gidip savcıya, polise, inzibata kime teslim olacaksanız olun' dedim. Bunlar birkaç kez gidip geldiler.
"Fetullah Gülen’le görüştürebiliriz”
Ömer, Devrim, Mehmet Dişli, Akın Öztürk, Kubilay vardı. 'Bu bildiriyi bana okur musunuz' dediler. Elimin tersiyle ittirdim, almadım. Bu sefer kendileri okudular. Bildiride ekonomi konusunu okudular. 'Siz kimsiniz ne anlarsınız' diye bağırıp çağırdım. 'Başınız, kıçınız kim?' dedim. İsterseniz kanaat önderiyle Fetullah Gülen'le sizi görüştürebiliriz' dediler, reddettim. Sabaha karşı moralleri bozulduktan sonra beni Cumhurbaşkanımızla görüştürmek için uğraştılar, ulaşamadıklarını söylediler.
"Akın Öztürk ‘Ben de geleyim’ dedi”
Orada televizyon var. Bir ara televizyonu açıyorlar, sonra kesiliyor. Polis harekat merkezinin bombalanmasını gördüm. Sabaha karşı Boğaz Köprüsü'nde askerlerin perişan halini gördükten sonra. Nihayet 'Hakan Bey'e ulaştık' dediler. Çok kısa görüşmemiz oldu. Hanımla 10-20 saniye kadar konuşabildik. Onlar evdeler, onlar da ayrı bir dram yaşıyorlar. Sayın Başbakanla, Binali Bey'le konuştum. Bu arada pistler bombalanıyordu. Uçakların kalkmaması için. Onlar üzerinde panik yaptı. Genelkurmay'a gideceğimi söyledim. 'Çankaya'ya gidin' dediler. Araba ayarlamışlar. Akın Öztürk de geldi. 'Ben de gideyim' dedi. Israr ettim 'Sen burada kal' dedim. Şaşırmışlardı, panik havası vardı.
“'Benim gelmem lazım, ateş ediyorlar, darbecilerle irtibat halinde olacağım, 'ateş etmeyin' diye muhabereyi sağlayacağım' dedi”
Odadaydım, 'dışarı çıkıp nefes alayım' dedim. Odadakiler 'dışarıda siviller var' dediler. Helikoptere bindik. Mehmet Dişli'ye 'sen de gelme' dedim. 'Benim gelmem lazım, ateş ediyorlar, darbecilerle irtibat halinde olacağım, 'ateş etmeyin' diye muhabereyi sağlayacağım' dedi. Çankaya'ya geldik. Tuğrul Türkeş Bey'in odasıymış. Bizi oraya aldılar. Büyük şoklar yaşamışız. Kafamıza tabancayı dayamışlar. İlk andan itibaren Mehmet Dişli'nin bunlarla birlikte olduğunu arkadaşlarımıza söyledik.