AKŞENER, İMAMOĞLU VE YAVAŞ'IN KARŞISINA ADAY ÇIKARACAK MI?
Medya kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelen Akşener, İstanbul ve Ankara'da nasıl bir yol izleyeceklerine ilişkin konuştu ve İstanbul'da Ekrem İmamoğlu'nun, Ankara'da Mansur Yavaş’ın karşısına aday çıkarıp çıkarmayacakları sorusuna yanıt verdi.
Akşener "Bu iki arkadaşımızın karşısına aday çıkarılacak, çıkarılmayacak, onlara günü geldiğinde bakılır" dedi.
halktv.com.tr'den Ercan Dalgıç'ın haberine göre Akşener şunları söyledi:
“Ben bütün partilere ayrı ayrı girmemiz açısından bir teklifte bulundum. Ama nereye doğru gider, nereye evrilir, onu bilmiyorum. Biz her yerde tek başına girecekmişiz gibi çalışma yapıyoruz. Ama bir şey daha söyledim, yerelde teşkilatlar birbiriyle bir çalışma yapabilirler. Onlar gelir, eder, ona bugünden bir şey söylemek mümkün değil. Ama şöyle bir durum var, ucuz etin yahnisi lezzetsiz oluyormuş.
O kadar absürt şeyler oldu ki İzmir'i istediğim konuşuluyor. Arkadaş ben ne Sayın Kılıçdaroğlu ile ne de başka bir liderle en küçük bir konuşma yapmadım. Bir tane beyanatım yok. Bizim partimizin görüşü her bir il, ilçe, belde her neyse kendi adaylarımızla gitmeye yönelik organize olmak. Bugün bu ittifak işi gerçekten Türkiye’yi uçuruma götürüyor.
(Partilerin bir araya gelme suretiyle ortak adaylar belirlenmesi mümkün mü?) 'Bir araya gelme sureti' diye bir şey yok.
(İstanbul ve Ankara'dan aday çıkarılacak mı?) Bu iki arkadaşımızın karşısına aday çıkarılacak, çıkarılmayacak, onlara günü geldiğinde bakılır ama arkadaşlarımız istedi, aday oldular, çıkarıldığı takdirde de yani bizim aday gösterdiğimiz kişi ne üzerinden konuşacak? Proje üzerinden konuşacak. Yani biz ‘vay efendim bunlar ocudur, şucudur’ demiyoruz, demeyeceğiz.
(Şehirlere dair işbirliği yapılabilir mi?) Tabii ki yapılır.
(Ayrı aday iktidarın lehine olur mu?) Biz bazı el sıkışmaların karşısında olacağız bu sefer, dün vardı ama bir türlü dün bunu anlatamadık. Yönetilemeyen bir sürü şey var. İlginç bir biçimde sürekli olarak HDP beyanat verdi 14 Mayıs’a kadar. Sonra ne oldu? Mesela ben arkadaşlara sordum ‘en çok ne çektiniz’ diye. Köylere, ilçelere gittiklerinde seçmen ‘teröristlerin elini sıkmam’ demiş. Bunu biz yenemedik. Sonra aynı HDP 14 Mayıs ile 28 Mayıs arasında hiç kelam etmedi. Var mı? Hiçbir şey söylemedi. Ne olduğunu anlayacağız hep beraber. Bir genel yönetimsizlik oldu. Kılıçdaroğlu kazansın diye Yeşil Sol Parti aday çıkarmadı. Biz de sayın Kılıçdaroğlu’nu destekledik. Bunun ötesinde sürekli bizi itham eden böyle bir sürekli gürültü oldu. Bu gürültü niye oldu bilmiyorum.
(İstanbul kaybedilirse fatura İYİ Parti'ye çıkar mı?) Çıksın kardeşim. İYİ Parti bugün olmasaydı ne olurdu? AK Parti kaç milletvekili ile girecekti 2018’de meclise? Yankı odası dediğim şeyler olmasaydı AK Parti’den kopan seçmen bize gelecekti, MHP hendek oldu. İYİ Parti o zaman 15 vekili almasaydı seçme girmemiş olsaydı İstanbul olacak mıydı kardeşim? İstanbul’da birinci turda 13 bin 500 fark var, bakın bakalım kimlerin oyu o fazlalık.
(İmamoğlu'nun itirazına bakacak olan istinaf heyetinin değişmesi) Ben Ekrem Bey'le ilgili ön kapatmaya yönelik her türlü tasarrufun elbette demokrasi açısından, hak ve hukuk, adalet açısından karşısında olurum. Dün olduğu gibi bugün de olurum. Ama bazen Ekrem Bey'in bu tür haksızlığa uğramasında yanında olunduğu zaman özellikle bazı bazı arkadaşlarımız yani ipin ucunu ve işin ucunu o kadar kaçırıyor ki nereye çeksen oraya gidecek cümlelere kadar gidiyor iş. Dolayısıyla dediğim gibi hak, hukuk, adalet konusundaki her yanlışın karşısında elbette oluruz. Ekrem Bey’in an itibariyle elbette ita amiri Sayın Kılıçdaroğlu'dur ama Millet İttifakı'nın da belediye başkanıdır.
'Bizim İstanbul'da sadece iki genel müdürümüz var'
Bu arada yani bizim İstanbul'da sadece iki genel müdürümüz vardır başka da hiçbir şeyimiz yoktur. Biri ağaç işleri, biri de Güvenlik AŞ'nin genel müdürü İYİ Parti'dendir. Geri kalan her şey ve herkes birilerine aittir, inşallah İstanbulluya aittir. Dolayısıyla yani herhangi bir durumumuz yoktur. Bunu da söylemiş olayım. Her çıkan bunu konuşuyor. bundan sonra bir şey fark ettim. Olgunluk, saygı duymak, saygılı davranmak bir zayıflık olarak görülüyor ülkemizde. Bundan sonra herkese her şeye cevap… Yeni yöntem bu...