Milletimizi Enflasyon Canavarına Ezdirmedik (Mi?)
Bu program farklı alanlarda çeşitli makro ekonomik sorunlar doğursa da enflasyonu düşürmede gerçekten başarılı olmuş ve Türkiye enflasyonu 34 yılın ardından 2004 yılında tek haneye düşürmeyi başarmıştı. Bu yıllarda ortaya çıkan ve hükümetin motto haline getirdiği “milletimizi enflasyona ezdirmedik” cümlesi bir gerçekliğin ifadesiydi.
Ancak 2019 yılında hükümet ekonomi bilim tarihinin en pahalı deneyi olan “faiz sebep enflasyon neticedir” teorisini uygulamaya koydu. 2019 yerel seçimleri öncesi TCMB politika faizi hızla düşürüldü ve piyasalara düşük faizli kredi pompalandı. Düşen faiz nedeniyle mal ve döviz talebinde patlama yaşandı. Serbest piyasada kuru sıçratacak olan döviz talebi TCMB rezervlerinden 130 milyar dolar satılmasıyla karşılandı ve kurun artmaması sağlandı. Ancak rezervler tükenip talep karşılanamaz hale gelince döviz kuru sıçradı. Döviz kurundaki sıçrama tüm ithal malların fiyatını ve sanayi ve tarım üretiminde kullanılan girdi fiyatlarının astronomik artmasına neden oldu. Nihai olarak talepteki ve kurdaki her artış enflasyonda daha yüksek seviyeleri görmemize ve yeniden yüksek enflasyon döneminin başlamasına neden oldu.
Enflasyonist ortama rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ak Parti hükümeti bir zamanlar gerçeklik barındıran “milletimizi enflasyona ezdirmedik” söylemini kullanmaya devam ediyor. Bu konudaki temel gerekçe de enflasyon yüksek olsa da işçi ve memur maaşlarının enflasyonun üzerinde artırıldığı iddiası. Peki bu iddia gerçek mi? TÜİK verilerine göre gerçek. Aşağıdaki tabloda verildiği gibi, 2021 ocak ayındaki 100 TL 2023 sonundaki TÜİK’e göre 362 TL, İTO’ya göre 448 TL ENAG’a göre 972 TL ile eşdeğer. Bu durumda TÜİK’e göre hem memurlar hem işçiler enflasyona ezilmek şöyle dursun refah artışı yaşamışlar. Ancak İTO ve ENAG verilerine göre hem işçi hem memur maaşları enflasyon karşısında erimiş durumda. Hatta ENAG’ın ölçtüğü enflasyon verisine göre yaşanan refah kaybı inanılmaz.
2021 - 2023 3 Yıllık Değişim |
|
TÜİK’e Göre Enflasyon |
362 |
İTO’ya Göre Enflasyon |
448 |
ENAG’a Göre Enflasyon |
972 |
Memur Maaş Artışı |
386 |
Asgari Ücret Artışı |
403 |
Not: 2021 ocak ayı tüm değerler için 100 olarak alınmış en son 2023 aralık değerleri hesaplanmıştır.
Yukarıda verilen sayıları anlamlandırmak kısmen zor olabilir. Bu nedenle aşağıdaki iki grafikle bu tabloyu netleştirmenin gerekli olduğunu düşünüyorum. Aşağıda 1. grafikte yalnızca TÜİK ve İTO tarafından hesaplanan enflasyon gösterilirken 2. grafikte ENAG tarafından hesaplanan enflasyon verileri de grafiğe eklenmiştir. Her iki grafikte de memur maaşları temel alınmıştır.
Kaynak: TÜİK, İTO, ENAG
Soldaki grafiği dikkatle incelediğimizde TÜİK’e göre (açık mavi çizgi), memur maaşları dönem dönem enflasyon karşısında erise de ocak ve temmuz aylarında yapılan zamlarla refahın arttığını görüyoruz. Ancak İTO’ya göre (sarı çizgi) memur maaşlarının çoğunlukla enflasyona karşı eridiğini ve 3 yıllık dönem içinde 2021 ocak ayındaki alım gücünün yalnızca birkaç ay korunabildiğini görüyoruz. İTO enflasyon verilerine göre her ne kadar ücretlerde erime olsa da bu erimenin telafi edilebilir boyutta olduğunu gözlemliyoruz.
Memur maaşlarını ENAG tarafından hesaplanan enflasyon verileriyle analiz ettiğimizde karşılaştığımız tablo gerçekten ürkütücü. Sağdaki grafik incelendiğinde ücretlerin enflasyon karşısında ezildiğini ve 2023 sonu itibarıyla, 2021 ocak ayındaki alım gücüne erişmek için maaşlara %250 oranında zam yapılması gerektiği sonucu ortaya çıkıyor. (Asgari ücret için yapılacak analiz memur maaşıyla aynı olduğu için farklı bir grafikte gösterme ya da açıklama gereği duymadım.)
Son olarak aşağıda Erinç Yeldan hocanın hazırlamış olduğu emeğin ve sermayenin milli gelirden aldığı paydaki çeyreklik (3 aylık) değişimi veren grafiği görüyorsunuz. Kırmızı yani şeklin üst kısmında her çeyrek payını artıran sermayeyi, alt kısımda ise her çeyrekte milli gelirden aldığı pay düşen emeği görüyorsunuz. Erinç Yeldan hocanın “timsah ağzı” diye tanımladığı bu durum ücretlinin payının sermaye tarafından yutulduğunu ifade ediyor.
Kaynak: Erinç Yeldan hocanın X hesabından alınmıştır
Sonuç olarak halkın hissettiği fiili durum ve ücretlinin milli gelirden aldığı payın sürekli azalması en doğru enflasyon verisinin ENAG tarafından açıklanan veri olduğunu gösteriyor sanki. İktidar tarafından uzun yıllardır söylenen “milletimizi enflasyona ezdirmedik” mottosunun faiz sebep enflasyon neticedir teorisinin uygulamaya koyulduğu dönemden itibaren gerçekçi olmadığını ücretli kesimin enflasyon karşısında inanılmaz fakirleştiğini söyleyebiliriz.